6 Nisan 2012 Cuma

bazen hayattan ikinci bir şans isteriz hepimiz
bu şans bazen bir kaç yıl öncesini kapsar, bazen bir gün öncesini bazen de bir an öncesini
benim isteğim ise herşeyin en başına dair. hani en baş dediysek de kundakta bebekliğe dönmeyelim
hayatımızın şekillendiği o 14-15 yaşlarına dönsem ne güzel olurdu. herşeyi şekillendirmek için yep yeni bir şans olurdu. ama en güzeli de o insanları tekrar yaşamak olurdu.
hadi bunun ikinci bir şans olmasını değiştirelim bir günlüğüne de olsa istediğimiz bir zamana gitmek yapalım.
şöyle bir düşünelim ve bir günlüğüne de olsa herşeyi arkada bırakıp gideceğimiz bir gün seçelim.

benim tercihim öğle arasında okulun kırıldığı ve dostlarla geçirilen bir çarşamba öğleden sonrası.
özellikle çarşamba olmasının bir amacı yok içimden öyle geldi.
dostlarla geçirilmiş bir bahar öğleden sonrası. konuşacak kim bilir neyimiz olurdu? ama ben susmayı tercih ederim. konuşarak zaten az olan zamanı harcamanın gereği yok. 
o yıllarım Edirne'de geçtiği için sanırım Meriç nehri kenarında bir yürüyüş çok şahane olurdu.
muhtemelen de bir şişe şarap ya da bir kaç bira alırdık. çok içmeye gerek yok az olsun bizim olsun.
şarkı da söylerdik. derin mevzulardan bahsederdik heralde. malum ergenlikte insan dünyaya bile kafa tutuyor.
aşktan bahsederdik yüzlerimizde alkolün verdiği sıcaklığı hissetmeye başladığımızda. utangaç bir hal alırdık.
bizim o yaşlarımızda şimdiki gibi kolay değildi aşkı dile getirmek. utanırdık en samimi dosttan bile.
saatler geçtikçe yüzümüz düşerdi vaktin dolduğunun farkındalığıyla. 

ütopik umutlarla en azından o günlerin hayallerini bile yaşamak güzel. 

ya yine mi karaladın gömleğimi :)

1 yorum: