17 Kasım 2011 Perşembe

fena bi saçmalama

prensesler ve prenslerin dünyasında kurbağa olarak var olmaktı benim hayatım. prensesin hep aradığı ama bir türlü varlığını görmek istemediği o kurbağa. oysa ki orjinal imalat bir prensin kurbağadan geldiğini hepimiz öğrendik daha çocukluktan itibaren. nedir bu durum, prenses kurbağayı öper kurbağa prense döner sonsuza dek mutlu yaşarlar. artık prensesler seri üretim paket program prensleri seçiyor. dolayısıyla orjinal bir prens durumunun önü kesilmiş oluyor. gerçi prenseslerin canına minnet.

kurbağa için öyle mi peki? her kurbağanın dudaklarında can bulmak istediği bir prenses vardır. gecesinde gündüzünde onu yaşar. onu öptüğünü hayal eder onunla mutlu olduğunu hayal eder. hani prens de olacak ya, atacak atının arkasına uzak diyarlar filan gidecek... 
yazar durur kafasında... öyle bir yazar ki bu masalı, bu masala aşık olur artık. artık tek korkusu bunun sona ermesidir.
bu sefer de bizim kurbağa kaçmalara başlar iyi mi
prenses heryerde onu arar ama bizimki saklanır,yanındakilere de yerimi söyleyenin ağzına tükürüm filan der. işte böyle bişiler işte. 
bizim salak kurbağa kafasında yarattığı aşk için prensesten bile vaz geçer sizin anlayacağınız.
bu saçmalamamızın kısa açıklaması şöyledir;

beni öpeceksin ve masal o klasik cümleyle bitecek: sonsuza kadar mutlu yasadılar. işte bu yüzden, sırf bu masal bitmesin diye ben hep kurbağa kalmayı seçtim...


fena saçmaladım ama napayım içimden geldi neyse ben gideyim en iyisi.
selim abi sana geliyorum bişey lazım mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder